ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > Bazı Yatırım ve Hizmetleri YAP-İŞLET Kanunu hakkında konuşma
08.05.2008 Bazı Yatırım ve Hizmetleri YAP-İŞLET Kan. (Md. 5)

MHP GRUBU ADINA YILMAZ TANKUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 94 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesi ile ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu görüştüğümüz tasarı, ülkenin ihtiyaç duyduğu ve devletin yapmak zorunda olduğu ancak ödenek yetersizliği nedeniyle yapamadığı yatırımların özel sektör tarafından yap-işlet-devret modeli ile yapılmasını amaçlar gözükmektedir. Ancak, 3996 sayılı Kanun'la istisna olarak öngörülen bir modelin yapısının değiştirilerek, giderek kamu yatırımlarının önemli bir kısmını kapsayacak şekilde genişletilmesi harcama disiplinini bozacak niteliktedir. Tasarının amacı, kamunun yapmak zorunda olduğu bir kısım yatırımların özel sektöre yaptırılması, bedelinin ise yıllık bütçesine konulan ödeneklerle taksitler hâlinde ödenmesi şeklindedir. Bu bir nevi sınırsız borçlanma yöntemidir ve ödemediği ödenek için yüksek faiz ödeyeceği, devletin borcunu daha da artıracağı bir yöntem olacaktır.

3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun'un "Sorumluk ve Tazminat" başlıklı 6'ncı maddesi şu şekildedir: "Yatırım ve/veya hizmetin belirlenen süre içerisinde projelendirilmesi, finansmanı, kurulması ve işletilmesinden sermaye şirketi veya yabancı şirket sorumludur. Bu şirketlerin sözleşmede öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde idarenin uğrayacağı ziyanın tazminine ilişkin hükümler sözleşmede yer alır."

Bu görüştüğümüz kanun tasarısının 5'inci maddesiyle 3996 sayılı Yasa'nın 6'ncı maddesine kamuyla iş yapacak bütün kişi ve şirketleri etkileyecek bir fıkra eklenmek istenmektedir ki o da metinde ifade edildiği gibi aynen şu şekildedir: "Sözleşmelerde, idare tarafından yapılacak ödemelerin gecikmesi halinde, uygulanacak gecikme faizine ilişkin hükümlere de yer verilebilir."

Değerli arkadaşlar, tasarının bu maddesinde ödemelerin idarece zamanında yapılamaması hâlinde gecikme faizi ödenmesi hükmü getirilmektedir. Bu madde, devlet borcunu zamanında ödemez ise gecikmeden dolayı faiz ödemesi ne kadar mantıklı gibi gözükse de bu yanlış ve hatalı yatırımlardan veya yandaşlara verilen ihalelerden dolayı devletin hesabını doğru yapmasına engel oluşturacaktır. Aynı zamanda, bu şekilde olan tüm işlerde veya buna benzer bütün ihalelerde bu avantajdan faydalanılmak istenilmesi durumunda ortaya bir karışıklığın çıkacağı kesindir. Ayrıca, bu eklenecek fıkrada uygulanacak gecikme faizi veya gecikme faizine dayanak oluşturacak bir oranın belirtilmemiş olması da kurumların değişik faiz oranları uygulamasına ve devletin daha çok ziyana uğratılmasına neden olabilecektir.

Dolayısıyla, bu kanun tasarısı, iktidarın her zaman yaptığı gibi devletimizin ve milletimizin faydasından ziyade kendi parti ve yakın çevresine hizmet edecek şekilde getirilmiş bir tasarı izlenimini vermektedir.

Sayın milletvekilleri, bugün toplum olarak belki de tarihimizin en büyük gaflet dönemini geçirmekteyiz. Maalesef, hiç kimse içerisinde bulunduğumuz bu durumun vahametinden masum değildir. Özellikle bugün, altı yıla yaklaşan bir zaman dilimi içerisinde ülkenin kaderine hükmetmekte olan mevcut siyasi iktidar sahipleri ise hiç mi hiç masum değildirler. En hafif deyimle gaflet içerisindeki yönetim anlayışlarını mazur görmek, masum kabul etmek bize göre asla mümkün değildir. Şu kısa sürede ülkemizi ne yazık ki dosta karşı güvenilmez, düşmana karşı ise savunmasız ve çaresiz bırakmışlardır. Uluslararası sözleşmelerden doğan haklarımız, haysiyetimiz ve millî onurumuz bu Hükûmet tarafından maalesef önemsenmemiş ve örselenmiştir. Başta Vakfılar Yasası olmak üzere, en son geçen hafta içerisinde sabahlara kadar bu yüce Mecliste âdeta milletvekilleri otomatik bir el kaldırıp indirme makinesi gibi çalıştırılmak suretiyle bu millete ihanet edercesine Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesi de kime, neye hizmet ettiği belli olmayacak şekilde alelacele AKP İktidarı tarafından içi boşaltılarak değiştirilmiştir.

Diğer taraftan AKP'nin tasallutu altında geçen yıllara şöyle bir baktığımızda ne yazık ki hiçbir olumlu tablo ve manzara yine bize göre hatırlanmamaktadır. Tam aksine, AKP'nin yönetimindeki Türkiye tablosunda, Amerika Birleşik Devletleri Irak'ta askerlerimizi haysiyetimizi hiçe sayarak esir almış, Musul'da alçakça bir suikastla şehit edilen güvenlik güçlerimizin kanları yerde kalmış, içeride ve dışarıda ay yıldızlı al bayrağımıza yapılan hakaret ve küstahlıklara seyirci kalınmış; Türk devleti, Türk milleti ve Türk ordusu aşağılanmak istenmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletlerin geleceğinin ve kimliklerinin belirlenmesinde sahip oldukları tarihleri elbette ki birinci derecede etkendir. Yani bir milletin istikbalini ve onurlu kimliğini onun geçmişi ve tarihi belirlemektedir. Bu manada tarih, inanç ve ülküleri istikametinde milletlerin iddialarının ve bu yöndeki gayretlerinin bir hikâyesidir. Tarihin içinden süzülerek gelen ve gelişen kültür, gelenek ve medeniyet değerleri milletlerin geleceklerinin yönünü tayin etmektedir ancak bugün bizi yöneten zihniyet, bırakınız tarihi hatırlayarak milletimizin bir ve bütün olarak çağı yakalamasına hizmet etmeyi, ona hizmet edecek yasa ve hukuki düzenlemelerle katkı sağlamayı, tam tersine, tam aksine, bu ve benzeri yasa tasarı ve teklifleriyle, milletimizin tarihî süreç içerisindeki maddi manevi bütün kazanımlarını, gözü kapalı bir şekilde, fütursuzca, kendi saltanatı için sermaye yaparak harcamaktan çekinmemektedir.

Değerli arkadaşlar, Grup Başkan Vekilimiz Sayın Şandır'ın da sık sık ifade ettiği gibi, bugün, dünün devamı, yarının iz düşümüdür. Geleceğini şekillendirmek isteyen ve geleceğin tanziminden kendisini sorumlu hissedenler, evvelemirde, kendi tarihlerini çok iyi bilmek ve öğrenmek durumundadır. Samimiyet ve ehliyetle kendi tarihlerini çok iyi okumalı ve bu manada iz sürmesini bilmelidirler. Kendisini bu millete, yüce Türk milletine mensup hisseden herkesin, tarihsel açıdan yarınların iz düşümü olan bugünleri çok iyi anlama ve değerlendirme mecburiyeti vardır. Tarih bilincinin ve Türk olmanın özü de budur.

Avrupa Birliği üyeliğini olmazsa olmaz şart olarak gören ve her ne pahasına olursa olsun medeniyet ve cehaleti yenmek için mutlak suretle Birliğe girmek lazım geldiğini dayatan malum çevreleri ve Türk milletine kader çizgisi mecburiyeti olarak Avrupa Birliğini gösterenleri, tarihte bugünlerin iz düşümünü buradan seyretmeye davet ediyoruz. Tarihî gerçekleri incelemeden, bilmeden, sorgulamadan ve cevap aramadan, koca ve kutlu bir milletin geleceğinin tanzimi karanlıkta yön aramak gibidir; ya gaflet ya dalalet ya da ihanet çukurundan bir tanesine düşersiniz. Bugün, AKP Hükûmetinin Avrupa Birliğine üye olmak için gösterdiği bu fütursuz icraat ve gözü karalığın, sayısal çoğunluğun verdiği şımarıklık ile görüşmekte olduğumuz bu yasa tasarısı gibi hemen bütün yasa tasarı ve teklifleri için tek taraflı ve sanki yangından mal kaçırırcasına çıkartma anlayışlarının…

Sayın Başkan Binlerce yıllık bir tarihin oluşturduğu Türk kimliğimizi, devlet olma geleneğimizi, vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğümüzü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin üniter yapısını ve bağımsızlığını Avrupalı olmak, Avrupa birleşik devletlerinin bir parçası olmak hayaliyle ortadan kaldırmak gaflet ötesi bir hâl değil de nedir değerli arkadaşlar? Yüce Türk milleti buna müsaade edecek midir?

Elbette ki etmeyecektir. Çünkü Türk milleti bugünün tarihteki iz düşümünde cihanşümul bir imparatorluğu kaybettiğini unutmamıştır.

Sayın milletvekilleri, daha önce de müteaddit defalar bu kürsüden ifade ettiğim gibi, bugün ülkemiz ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarının insanlarımızı aldattığı şekilde sahte ve pembe bir tabloya sahip değildir. Aksine Bugün 20 milyona yakın insanımız açlık ve yoksulluğun pençesinde.

Bunca yapılan yolsuzluklara, iltimas ve suistimallere, parsellenen ve talan edilen topraklara, özelleştirme adı altında peşkeş çekilen ve yabancılaştırılan devasa kurumlarımız ne yazık ki Türk milletinin gözünün önünde haraç mezat, çarpık bir anlayışla emperyalist arzuları, emelleri doğrultusunda pazarlanmaya çalışılmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün de aynı mantıkla çıkarılmaya çalışılan ve bize göre yap-işlet-devret modeliyle hiç bağdaşmayan bu yasa tasarısı, AKP tarafından bizim için artık sürpriz olmayacak bir şekilde, AKP'nin talan anlayışını bir kez daha deşifre edecek şekilde, acele ve hazırlıksız bir şekilde Genel Kurula getirilmiştir.

Sonuç olarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, yap-işlet-devret çerçevesinde getirildiği iddia edilen bu kanun tasarısını bu şekliyle kabul etmemiz elbette ki mümkün değildir. Milletimizin vicdanında da kabul edilmesinin asla mümkün olmadığını belirtiyor, hepinize saygılar sunuyorum.

,